Mastercard’ın araştırması, pandemi nedeniyle karantina sürecinin etkilediği yerel harcamaların yeni normalleşme sürecinde yükselişe geçtiğini, karantina döneminin tüketicilerin yerel dükkan ve mağazalara bağlılığını artırdığını gösterdi. Eve kapanma sürecinde Avrupa’da her 3 tüketiciden 2’si, Türkiye’de de tüketicilerin neredeyse yarısı, yakın çevrelerinde yeni dükkanlar keşfetti. Araştırmaya göre Avrupa genelinde de Türkiye’de de her 10 tüketiciden 6’sı, yerel dükkanların maddi sıkıntılarını geride bırakmalarına yardımcı olmak için yakın çevrelerinde harcama yapıyor.
Mastercard tarafından yaptırılan araştırma, Avrupa’da COVID-19 salgın dönemi sonrası en hızlı sıçrama yapan küçük işletmelerin kasap, fırın ve manavlar olduğunu; COVID-19 pandemi döneminde e-ticarette yaşanan ivmenin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini ortaya koydu. Bağımsız araştırma şirketi Fly, araştırma kapsamında Haziran ayında Avrupa çapında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 16 ülkede 10 bin kişi ile anket gerçekleştirdi.
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de salgın süresinde yaşanan eve kapanma dönemi sonrası alışveriş yapan tüketicilerin yarıdan fazlası (%59), esnafın işlerinin düzelmesine yardımcı olmak için kendi çevrelerindeki dükkanları kullanmaya çalıştıklarını, yaklaşık yarısı da (%45) karantina başladığından beri yakın çevrelerinde yeni dükkan ve mağazalar keşfettiklerini söylüyor. Avrupa geneline bakıldığında, yakın çevresindeki dükkanları keşfedenlerin oranı 3’te 1 (%34) seviyesinde kalıyor. Avrupa genelinde her 3 kişiden 2’si (%65), Türkiye’de ise neredeyse her 4 kişiden 3’ü (%71), alışveriş ve seyahatle ilgili tüm kısıtlamalar kaldırılsa bile, kendi çevrelerindeki yerel dükkanlardan alışveriş yapmaya devam etmeyi planladıklarını belirtiyor.
Türkiye’de her 5 kişiden 4’ü (%81) son birkaç aylık sıkıntılı sürecin çevrelerindeki ihtiyaç sahibi insanları daha fazla fark etmelerine yol açtığını, yarısından fazlası da (%54) kendilerinde topluluk bilincini daha da geliştirdiğini söylüyor. Her 2 kişiden 1’i (yüzde 54) artık komşularına merhaba deme olasılıklarının daha fazla olduğunu belirtirken, yüzde 42’si de yerel dükkan sahiplerinin isimlerini bilmeleri gerektiğini düşünüyor. Avrupa geneli ile kıyaslandığında Türkler’in bu konuda daha hassas olduğu görülüyor. Avrupa’da yaşanan sürecin çevrelerindeki ihtiyaç sahibi insanları daha fazla fark etmelerine yol açtığını söyleyenlerin oranı 5 kişiden 3’te (%59), kendilerinde toplum bilincini daha da geliştirdiğini söyleyenlerin oranı da yüzde 47’de kalıyor.
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de her 3 kişiden 1’i (%35) yerel kafeleri özlediğini, yüzde 33’ü de maddi sıkıntılarından kurtulmalarına yardımcı olmak için gelecekte yakın çevrelerindeki kafe ve restoranlarda daha fazla yiyip içeceklerini söylüyor. Yüzde 29’u kısıtlamalar sonrası dükkanlar kapılarını açtığında yerel kafe ve barlarından ‘paket servis’ aldıklarını söyledi.
Karantina dönemi sonrası bir sıçrama görmesi beklenen diğer dükkanlar arasında kuaför ve berberler geliyor. Tüketicilerin yarıdan fazlası (%56) evde saçlarını kendileri kesmek ya da aile bireyleri veya arkadaşlarına kestirmek yerine kendi kuaförlerini bekliyor. Öte yandan Avrupa’da da, Türkiye’de de bu süreçte geleneksel yolla süt satışlarında da bir canlanma oldu. Araştırma sonuçları içinde Türkiye’yi diğer ülkelerden ayrıştıran en büyük fark da bu alanda oldu. Türkiye’de insanların yüzde 46’sı eve kapanma döneminde eve süt getirttiklerini söylüyor ve yüzde 42’si bu hizmeti almaya devam etmek istiyor. Avrupa’da eve süt getirtenlerin oranı yüzde 20’de, bu hizmeti almaya devam etmek isteyenlerin oranı da sadece yüzde 18’de kalıyor.
Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yiğit Çağlayan, “Yaşadığımız pandemi ve karantina süreci, tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de alışveriş yapma şeklimizi değiştirdi. Bu süreçte online ve temassız harcamalarda gözlemlediğimiz büyük sıçramaların yanı sıra, bir başka gözlemimiz de tüketicilerin kendi çevrelerindeki yerel işletmelere yönelmesi oldu. KOBİ’lerimiz, mal ve hizmet sağlamak ve ekonomilerin canlanmasına katkı sağlamak konusunda kuşkusuz önemli bir role sahip. Ama bu dönemde aynı zamanda yerel halkı destekleyen ve toplum bilinç ve ruhunu geliştiren tamamlayıcı ve daha geniş bir rol üstlendiklerine de tanıklık ettik. Yaşadığımız bu zor zamanlar, Avrupa genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yerel işletmelere sadakatin arttığı bir dönem oldu. Bu durumun kalıcı olmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Mastercard’ın araştırmasına göre Türkiye’de kısıtlamalar sonrası en hızlı sıçrama yapması beklenen 10 yerel işletme kategorisi şöyle:
1. Fırınlar
2. Manavlar
3. Kasaplar
4. Şarküteri / Mandıra
5. Yerel restoranlar
6. Berber ve kuaförler
7. Küçük butikler
8. Nalburlar / Hırdavatçı dükkanları
9. Yerel kafeler
10. Tekel bayileri
Mastercard’ın araştırması; Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İtalya, Macaristan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Slovenya, Türkiye, Ukrayna olmak üzere 16 ülkeyi kapsıyor.