Sosyal medya influencer’larının moda sektöründeki yükselişi göz ardı edilemez. Peki bu neden böyle? Katy Link, Kolsquare’den Uluslararası Marka Müdürü, bu hypenin arkasındaki sebepleri analiz ediyor ve modadaki en önemli influencer marketing trendlerini özetliyor.
Veriler Yalan Söylemez: Dior, geçen sene Güney Koreli boyband BTS’den Jimin’i global marka elçisi olarak seçtiğinde, moda dünyası bu hamleyi zamanın ruhunu yansıtan, kapsayıcı ve sıra dışı bir seçim olarak yorumladı. Fakat Jimin’in tarzının ötesinde, 50 milyondan fazla Instagram takipçisi gibi somut veriler de bu seçimde rol oynamış olmalı.
Dior’un Kazancı: Jimin’in marka elçisi seçilmesinin ardından Paris Moda Haftası’nda Dior’un Elde Edilen Medya Değeri (EMV) 31.5 milyon dolara ulaşarak sektör rekorunu kırmakla kalmadı, bir moda haftasında elde edilen en yüksek EMV değerini üç katından fazla aştı (yüzde 370 artış).
Mikro Influencer’ların Gücü: Her markanın Dior’un prestijine ve bütçesine sahip olmadığı ve her influencer’ın Jimin kadar takipçisi olmadığı bir gerçek. Fakat buna ihtiyaç da yok. Yapılan analizler, daha az takipçisi olan influencer’ların daha fazla görüntüleme ve etkileşim aldığını gösteriyor. Özellikle 100.000’den az takipçisi olan profiller modaevleri tarafından oldukça rağbet görüyor.
Hedef Kitle Analizi Önemli: Influencer’ın takipçilerini de analiz etmek gerekiyor. Daha az profili takip eden kişiler, bir influencer’ın içeriğini fark etme olasılığı daha yüksek. Takipçi sayısı 500’den az olan influencer’lar en yüksek dönüşüm oranını sağlayarak moda firmalarına en yüksek yatırım getirisini sağlıyor.
Influencer Marketing Modayı Kurtarabilir mi?: Son yıllarda moda dünyası bazı gerilemeler yaşadı. Özellikle COVID-19 krizi sonrası sektör genel bir ciro düşüşü yaşadı. Hammadde fiyatlarındaki artış ve değişen tüketim alışkanlıkları da bu düşüşü tetikledi. Geçen sene hafif bir toparlanma olsa da (küresel büyüme %2-3, Avrupa pazarında %1-4), modaevleri değişen gerçeklere ayak uydurmak için yenilikçi konseptler geliştirmek zorunda.
Influencer’larla İşbirliği: Influencer’ların otantikliği, güvenilirliği ve dönüşüm gücü, birçok marka için öne çıkan bir unsur. 2024 yılında influencer marketing pazarının büyümeye devam etmesi bekleniyor. Son 5 yılda %355’lik bir büyüme yaşayan bu pazar, sadece Almanya’da McKinsey’e göre 2023’te 549 milyon Euro’dan 2024’te 622 milyon Euro’ya yükselecek.
Dijital Yorgunluk: 2024 yılında birçok insan bir veya birden fazla “dijital detoks” deneyimi yaşamış olacak. Sosyal medya çok fazla zamanımızı alıyor ve gerçek hayattan uzaklaştırıyor. Gartner’ın yaptığı bir araştırmaya göre, tüm sosyal medya kullanıcılarının %50’den fazlası önümüzdeki yıl farklı platformlarda daha az zaman geçirmeyi planlıyor.
Etik ve Sürdürülebilirlik: Bu durum influencer marketer’lar için bir endişe kaynağı olsa da, sonuçlara bakıldığında genel hayal kırıklığının sebepleri net: Yanlış bilgi ve “sahte haber” yayılması, online topluluklarda kötü atmosfer ve “trolling”, yapay zeka botları gibi unsurlar online etkileşimi son derece kişiselleştiriyor. Bu noktada birçok influencer ve marka için büyük bir fırsat yatıyor: Otomasyona bel bağlamak yerine etik duruşa, sürdürülebilirliğe ve ticari çıkarlara da önem vermeliler.
Kaynak: Horizont.net